Doç. Dr. Özdemir: Obezitede kalp hastalıkları kaçınılmaz

Obezite ve Kalp Hastalıkları Arasındaki İlişki

İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği’nden Doç. Dr. Emre Özdemir, obezite konusunda uyarılarda bulundu. Obezitenin kalp hastalıklarına yol açabileceğini belirten Doç. Dr. Özdemir, hareketsizlik, insülin direnci, şeker hastalığı ve hipertansiyon gibi faktörlerin bir araya gelmesi durumunda kilolu bireylerde kalp rahatsızlıklarının kaçınılmaz hale geldiğini vurguladı. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği Uzman Dr. Muammer Recep Kökurgancı ise obezitenin vücutta ağrılara sebep olabileceğini ve haftada en az 3 gün yürüyüş yapmanın önemli olduğunu ifade etti.

Türkiye’de obezite oranlarının artmasıyla birlikte Sağlık Bakanlığı, obeziteyle mücadele kapsamında programlar başlattı. Doç. Dr. Emre Özdemir, Türkiye’nin obezite sıralamasının Asya ülkelerinde ilk 15-20 arasında yer alırken, Avrupa’da ilk sıralara doğru ilerlediğine dikkat çekerek obezitenin küresel bir sağlık sorunu olduğunu belirtti.

Obezitenin vücut kitle endeksine göre sınıflandırıldığını belirten Doç. Dr. Özdemir, vücut kitle endeksinin önemine değindi. Obezitenin sadece bedensel sorunlarla sınırlı olmadığını, birçok sağlık problemine neden olabileceğini vurguladı.

İnsanların kendi sağlık durumları hakkında bilinçli olmalarının önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Özdemir, obeziteyle mücadele konusunda bireylerin öncelikle aile hekimlerine danışmaları gerektiğini söyledi.

Doç. Dr. Özdemir, beslenme alışkanlıklarının kilo üzerinde etkili olduğunu ve kalori alımı ile harcanan kalori dengesinin önemine değindi. Haftada en az 3-5 gün 45 dakika ile 1 saat arasında tempolu yürüyüş yapmanın faydalı olabileceğini söyledi.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Muammer Recep Kökurgancı da obezitenin eklem ağrılarına neden olabileceğine dikkat çekti. Haftada en az 3 gün yürüyüş yapmanın yanı sıra bisiklet sürmenin de faydalı olabileceğini belirtti.

Obeziteyle başa çıkmak isteyen bireylerin uzmanlardan destek alması gerektiğinin altını çizen Dr. Kökurgancı, kilo artışının eklem kireçlenmesi riskini artırabileceğini ve düzenli egzersizin önemli olduğunu vurguladı.

Related Posts

İç Dünyamız Artık Görülüp Ölçülebiliyor!

Zihin, beyin ve bedenin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak işlev gördüklerini belirten uzmanlar, aralarındaki uyumun, sağlıklı bir yaşamın temeli olduğunu ifade ediyor. 

Nöroloji Uzmanı uyardı: Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıkları ciddiye alın!

Nöroloji Uzmanı uyardı: Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıkları ciddiye alın!

Uzmanı uyardı: 50 yaş sonrasında görme kaybına neden olabilir!

Sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde sıkça görülen ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, erken teşhisle bu kaybın önüne geçilebileceğini belirtti.

Beyin ölümü gerçekleşen Iraklı Elias’ın organları umut oldu

Samsun’da kazada yaralanıp, kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleşen Iraklı Elias Naif Elias Nasır’ın (16) 2 böbrek, 2 kornea, kalp ve karaciğeri, 6 kişiye umut oldu. Nasır’ın dayısı Meşal Gaip Huseyin Nasır, “Biz 9 senedir Samsun’dayız. Vatandaşların bize çok iyilikleri oldu. Biz de buna bir karşılık göstermek istedik” dedi.

Doğuştan gelen kalp anomalisinden 47 yaşında kurtuldu

İstanbul’da yaşayan evli ve 1 çocuk annesi Dilek Cömert (47), çocukluğundan beri sık sık akciğer enfeksiyonu geçiriyor ve hastaneye gittiğinde bronşit, zatürre, verem gibi farklı farklı teşhisler alıyordu. Hareket ederken yorulan ve sürekli dinlenme ihtiyacı hisseden Cömert’e 2006-2007 yılında ‘scimitar sendromu’ denilen kalp anomalisi teşhisi konuldu. Cömert, kardiyoloji doktorunun önerisiyle Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal’e muayene oldu. Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal, tarafından kalbi durdurulmadan minimal invaziv (kapalı yöntem) ile ameliyat edilen Cömert, yaklaşık 3 saatlik ameliyatından ardından sağlına kavuştu ve taburcu oldu.

Aşırı aktif mesane kadınları tehdit ediyor! Ani idrar yapma isteği en tipik belirtisi

“Ani idrarım geldi, yetişemedim”, “Çok sık idrara çıkıyorum, böbreklerim iyi çalışıyor”, “Evden çıkmadan önce mutlaka tuvalete girerim” Günlük hayatımızda yaşadığımız veya çevremizden sıkça duyduğumuz bu yakınmalar, toplumda “aşırı aktif mesane” olarak bilinen mesane hiperaktivitesi hastalığının sinyali olabilir.