ABD Merkez Bankası (Fed), iki gün süren Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının ardından politika faizini beklentiler dahilinde değiştirmeyerek 23 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tuttu.
Banka para politikası karar metninde değişikliğe giderken, “ek politika sıkılaştırması” ihtimaline yönelik ifadenin metinden çıkarıldığı görüldü.
Fed’den yapılan açıklamada, ekonomik görünümün “belirsiz” olduğu ve FOMC’nin enflasyon risklerine karşı son derece dikkatli olmaya devam ettiği vurgulanırken, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2’ye doğru indiğine dair daha fazla güven duyulana kadar politika faizini düşürmenin uygun olmayacağı belirtildi.
Fed Başkanı Jerome Powell ise para politikası kararlarının ardından düzenlediği basın toplantısında, politika faizinin muhtemelen zirvede olduğuna ve ekonominin beklendiği gibi seyretmesi halinde bu yıl faiz indirimlerine başlamanın uygun olacağına inandıklarını, mart ayı toplantısına kadar faiz indirimi için gereken güven düzeyine ulaşılmasının ise muhtemel olmadığını düşündüğünü ifade etti.
Powell’ın açıklamaları sonrası yatırımcıların faiz indirimlerinin mart ayında başlayacağı yönündeki umutları boşa çıkarken, piyasalarda negatif bir seyir izlendi.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in politika faizini mart ayında da sabit tutacağına yönelik beklentiler yüzde 64’e yükselirken, faiz indirimi beklentisi yüzde 36’ya geriledi.
“FİYATLAMA KONUSUNDA ÇOK AGRESİF DAVRANDI”
Oxford Economics Başekonomisti Nancy Vanden Houten, AA muhabirine, Fed Başkanı Powell’ın açıklamalarını değerlendirdi.
Vanden Houten, “Aralık ayından bu yana finansal piyasaların mart ayında faiz indirimlerini fiyatlama konusunda çok agresif davrandığını söylüyoruz. Bizim tahminimiz ilk faiz indiriminin mayıs ayında gerçekleşeceği yönündeydi ve Powell’ın açıklamalarının da bu görüşe uygun olduğunu düşünüyorum” dedi.
Nancy Vanden Houten, mayıs ayındaki toplantıya kadar enflasyonla ilgili daha olumlu haberlerin Fed’e faiz indirimine geçmeden önce aradığı ekstra güveni vereceğine dikkati çekti.
“FAİZ İNDİRİMİNE EN ERKEN HAZİRAN AYINDA BAŞLANACAK GİBİ”
American Enterprise Institute (AEI) Kıdemli Uzmanı Desmond Lachman, Fed’in ileriye bakmak yerine geriye dönük ve verilere bağımlı olarak hareket etmesinin tehlikeli olduğunu, bankanın resesyonu engellemek için faiz oranlarını düşürmekte geç kalabileceğini söyledi.
İş verenlerin uzaktan çalışmaya izin vermesi sonrası ofislerin boş kalması nedeniyle ticari emlak sektöründe gerçek bir sıkıntının oluşmaya başladığına işaret eden Lachman, emlak sektöründeki sorunun ticari emlak kredilerine oldukça açık olan bölgesel bankalara da sıçrayabileceği uyarısında bulundu.
Lachman, özellikle Orta Doğu’da toparlanmaya yönelik aşağı yönlü jeopolitik risklerin de arttığına dikkati çekti.
Bu yılki ilk Fed toplantısından çıkan kararları ve Powell’ın açıklamalarını değerlendiren Lachman, “Fed, yılın ilerleyen dönemlerinde faiz indirimlerine kapıyı açarak bugün doğru olanı yaptı. Ancak faiz indirimlerinin yıl ortasına kadar başlamayacağını ima ederek muhtemelen hata yaptı. Faiz indirimine en erken haziran ayında başlanacak gibi görünüyor” dedi.
S&P Global Ratings ABD Başekonomisti Satyam Panday da Fed’in verilere bağlı olarak “bekle-gör” stratejisi izlemeye devam ettiğini aktardı.
Artık resmi olarak faiz oranlarındaki bir sonraki hareketin aşağı yönlü olması beklense de bunun zamanlamasına yönelik hala soru işaretleri bulunduğunu vurgulayan Panday, “Mevcut dezenflasyon ivmesinin bir süre devam ettiğini görmeleri gerekiyor.” dedi.
Panday, para politikasında öngördükleri ilk gevşeme zamanını haziran olarak korumaya devam ettiklerini kaydetti.
“FED’İN FAİZ İNDİRİMİ KONUSUNDA ACELESİ YOK GİBİ GÖRÜNÜYOR”
Öte yandan ING ekonomistleri James Knightley, Padhraic Garvey ve Chris Turner tarafından Fed toplantısının ardından yayımlanan analizde, Fed’in sıkılaştırma eğilimini ortadan kaldırdığı belirtilerek, “Faiz indirimi konusunda Fed’in acelesi yok gibi görünüyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Analizde, politika gevşemesi için mart yerine mayıs ayının daha muhtemel bir başlangıç noktası olduğunun düşünüldüğü ifade edildi.